Kitaplardan Pasajlar


İYİ KİTAP OKUMAK, GEÇMİŞ YÜZYILLARIN EN İYİ İNSANLARIYLA SOHBET ETMEK GİBİDİR

Güzelliğin ağır oku.
En asil güzellik bizi
birden bire çarpmaz,
fırtınalı ve sarhoş
edici saldırılarda bulunmaz
( böyle bir güzellik kolayca nefret
uyandırır) ; tersine en asil güzellik ,
neredeyse farkında olmaksızın
yanımızda taşıdığımız,
ağır ağır içe işleyen ve yine kimi zaman
bir rüyada karşılaştığımız, ama en
sonunda, uzunca bir süre yüreğimize
özenle yerleştikten sonra bize tamamen sahip olan ve
gözlerimizi yaşlarla, yüreklerimizi
tutkuyla dolduran türden bir güzelliktir.
Güzelliği görünce ne için yanıp
tutuşuruz? Güzel olmak için : Güzellikle
birikmiş epeyce bir mutluluk / kısmet
olması gerektiğini tasavvur ederiz.
Ama bu bir yanılgıdır.

Friedrich Nietzsche ( İnsanca Pek İnsanca )


" Hayat bazen insanları, birbirleri için ne kadar çok şey ifade ettiklerini anlasınlar diye ayırır"
Paulo Coelho  ( Kazanan Yalnızdır )

Yapılan işler konusunda konuşmak yersizdir.Nasıl sonuçlanacağı belli olan işler için gösteri yapmak anlamsızdır.Geçmiş şeyleri ayıplamaksa boştur.  ( Konfüçyus )



Çok güzel bir kadındın.Kadınlığının bir yanı Necatigil, bir yanı Edip Cansever.Kuğu gibi inerdi Beşiktaş Pazarı'na, bir atmaca gibi yükselirdi Taksim'e sonra!Sol bileğinde
yemyeşil bir fular.Gözkapaklarında alev alev yanan eski bir akşamdan kalma kürdilihicazkar hüzünler.Aşk terbiyesi görmüş bir kadındın sen.
Erkeklerden önce gelmiştin, erkeklerden önce kalkacaktın sofradan.Ufacık ayaklarını kanatan yılan derisi ayakkabılarının topukları, 
indiğin merdivenin basamaklarıyla şakalaşacaktı.Rakı kadehini bir tacı tutarmışçasına tutuşun, ertesi gün bütün gazetelerde haber olacaktı.
Kadınlığının bir yanı şık Latife bir yanı simsiyah Fahriye Abla.Gecenin haylaz karanlığında, seni bekleyen o adamla buluşacaktın.Herşeyi anlatacaktın ona :
Sırlarını, tutkularını, seni terk eden o yakışıklının giderken almayı unuttuğu elyazı şiirleri, çocukluğunu,babanı,uzak akrabalarını, cinsel sorunlarını:
Gecenin haylaz karanlığında seni bekleyen o adama herşeyi anlatacaktın. Tek birşey hariç !

. . . . . . . . . . . . . . . . . . .


asla anlayamadığın için anlatamadığın o tek şey'i, son bir şiir olarak okuyacaktım cesedinin başında: 'Padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok/ 
Aklıma kadeh tutuşların geliyor/Çiçek Pasajı'nda akşam üstleri/Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor/Bütün kara parçalarında/Afrika hariç değil'


Underground Otopark S:250

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder